Tüberküloz Lenfadeniti: Genelde Boyun Bölgesinde Görülen Tüberküloz Türü

 

Genelde boyun bölgesinde görülen tüberküloz türü, tüberküloz lenfadeniti olarak adlandırılır. Tüberkülozun ekstrapulmoner (akciğer dışı) bir formu olan bu hastalık, vücudun lenf bezlerini etkiler ve en sık boyun bölgesindeki lenf düğümlerinde görülür. Bu tür tüberküloz, özellikle immün yetmezliği olan kişilerde ve çocuklarda daha sık ortaya çıkar. Bu makalede, tüberküloz lenfadenitinin detaylarına, tanısına, belirtilerine ve tedavi yaklaşımlarına kapsamlı bir şekilde değinilecektir.

Tüberküloz Lenfadeniti Nedir?

Tüberküloz lenfadeniti, Mycobacterium tuberculosis bakterisinin lenf düğümlerine yerleşmesi ve burada enfeksiyona neden olmasıyla ortaya çıkar. Tüberkülozun en yaygın ekstrapulmoner formudur ve genellikle akciğerlerdeki primer enfeksiyondan sonra gelişir. En sık olarak boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki lenf düğümlerini etkiler. Ancak hastaların büyük çoğunluğunda boyundaki lenf bezleri, özellikle servikal lenf düğümleri tutulur.

Tüberküloz Lenfadenitinin Belirtileri

Tüberküloz lenfadenitinin belirtileri genellikle yavaş gelişir ve başlangıçta hastalık fark edilmeyebilir. Yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır:

  1. Lenf Düğümlerinde Şişlik: Boyun bölgesindeki lenf düğümlerinde ağrısız, sert şişlikler genellikle tüberküloz lenfadenitinin ilk belirtisidir. Şişlikler genellikle bir tarafa lokalizedir ve zamanla büyüyebilir. Tedavi edilmediği takdirde lenf düğümleri yumuşayabilir ve cilt yüzeyine doğru fistülleşerek akıntılı hale gelebilir.
  2. Ateş ve Halsizlik: Hastalarda uzun süreli düşük dereceli ateş, yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Enfeksiyon ilerledikçe, vücutta genel bir kırgınlık hissi ortaya çıkar.
  3. İştah Kaybı ve Kilo Kaybı: Tüberküloz lenfadeniti olan kişilerde iştahsızlık ve belirgin kilo kaybı görülebilir. Bu durum, hastalığın ilerlemesiyle daha da şiddetlenir.
  4. Gece Terlemeleri: Tüberkülozun genel bir belirtisi olan gece terlemeleri, lenfadenitte de yaygındır. Hastalar gece boyunca yoğun terlemeler yaşayabilirler.

Risk Faktörleri

Tüberküloz lenfadeniti, genellikle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde daha sık görülür. En sık risk altında olan gruplar şunlardır:

  • HIV/AIDS hastaları: HIV pozitif bireylerde tüberküloz riski genel nüfusa göre çok daha yüksektir.
  • Bağışıklık sistemi zayıf olanlar: Kanser hastaları, organ nakli yapılan kişiler veya immünosupresif tedavi alanlar da risk altındadır.
  • Çocuklar: Çocuklar, bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemiş olması nedeniyle daha savunmasızdır.
  • Tüberkülozun endemik olduğu bölgelerde yaşayanlar: Tüberkülozun yaygın olduğu bölgelerde, enfeksiyon riski artar.

Tanı ve Tetkikler

Tüberküloz lenfadeniti teşhisinde en yaygın kullanılan yöntemler şunlardır:

  1. Fizik Muayene: Boyun bölgesindeki ağrısız şişliklerin gözlemlenmesi ve hastanın genel durumu, tüberküloz lenfadenitinin ilk işaretlerinden olabilir.
  2. Laboratuvar Testleri: Kan testleri, tüberküloza karşı bağışıklık yanıtını ölçmek için yapılır. Ancak bu testler spesifik değildir ve tanıyı doğrulamak için yeterli olmayabilir.
  3. Tüberkülin Cilt Testi (PPD Testi): Tüberküloza maruz kalıp kalınmadığını kontrol etmek için kullanılır. Pozitif bir sonuç, tüberküloza maruz kalınmış olabileceğini gösterir ancak kesin bir tanı sağlamaz.
  4. Biyopsi: Tanının kesinleşmesi için lenf düğümünden alınan biyopsi örneği incelenir. Biyopsi, tüberküloz bakterisinin varlığını doğrulamak için en güvenilir yöntemdir. Biyopsi sırasında alınan doku örneği, mikroskobik inceleme ve kültür testi ile değerlendirilir.
  5. Görüntüleme Yöntemleri: Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR), enfekte lenf düğümlerinin büyüklüğünü ve yayılımını değerlendirmek için kullanılabilir.

Tedavi

Tüberküloz lenfadeniti tedavisinde, klasik akciğer tüberkülozunda olduğu gibi, uzun süreli antibiyotik tedavisi uygulanır. Genellikle 6 ila 12 ay süren bir tedavi süreci gereklidir. Tedavinin erken aşamalarında semptomlar iyileşmeye başlasa bile, hastalığın tamamen ortadan kalkması için tedavi süresi tamamlanmalıdır. En sık kullanılan antibiyotikler şunlardır:

  • İzoniazid
  • Rifampisin
  • Pirazinamid
  • Etambutol

Bu dört ilacın kombinasyonu, tedavinin ilk iki ayı boyunca kullanılır. Sonraki aylarda, genellikle sadece izoniazid ve rifampisin tedavisine devam edilir.

Tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • İlaç Direnci: Eğer tedavi tam olarak uygulanmazsa veya hasta ilaçları düzensiz kullanırsa, tüberküloz bakterileri ilaçlara karşı direnç geliştirebilir. Bu durumda, tedavi süresi uzayabilir ve daha güçlü ilaçlar kullanmak gerekebilir.
  • Cerrahi Müdahale: Bazı durumlarda, lenf düğümlerinde apseler oluşabilir ve bu apseler drenaj gerektirebilir. Cerrahi müdahale, apsenin boşaltılması veya genişlemiş lenf düğümlerinin çıkarılması amacıyla yapılabilir.

Prognoz ve Sonuç

Tüberküloz lenfadeniti, uygun tedavi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır. Ancak, tedaviye geç başlanması veya ilaç direnci gibi durumlar hastalığın seyrini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, tedavi süresince hastanın bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve genel sağlığının korunması da oldukça önemlidir.

Erken tanı ve tedavi ile hastalar tamamen iyileşebilir ve normal yaşamlarına dönebilirler. Ancak tedavi edilmediği takdirde hastalık ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve diğer organlara yayılabilir.

Özetlemek Gerekirse

Tüberküloz lenfadeniti, özellikle boyun bölgesinde görülen bir tüberküloz formudur ve genellikle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde görülür. Lenf düğümlerinde ağrısız şişlikler, gece terlemeleri ve kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkan bu hastalık, uygun tedavi ile tamamen iyileştirilebilir. Erken tanı ve düzenli tedavi, hastalığın seyrini olumlu yönde etkilerken, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Yorum Gönder

Yorumlar